TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI
İnsanların Hayatına Dokunmuş bir Sanat Yapısı: Maruf Önal’ın Reks Sineması
Pınar Sezginalp Özçetin,
Dr. Öğr. Üyesi, Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü
Uzun süredir iç mekânlarına girilemeyen, etrafı çevrilmiş – tabir-i caizse “susturulmuş” olan Rexx Sineması’nın durumu, 2024 yazından bu yana “yıkıldı mı? yıkılacak mı?” sorularıyla İstanbulluları, Kadıköylüleri endişelendiriyordu. 17 Şubat 2025’te ise yapının üst katının cephesinin kısmi olarak söküldüğünün görüntüleri paylaşıldı, büyük bir üzüntü içinde bu görüntüler yaygınlaştırıldı. Hâlâ devam eden bir mücadele içinde, korumacı mimarlar ve mimarlık tarihçileri olarak süreci haklı gerekçelerle durdurmaya çalışıyoruz. Rexx Sineması’nın varlığını, onu körleştirerek, susturarak veya sökerek değil, Maruf Önal’ın özgün tasarımı ile yine kültürel ve sanatsal faaliyetlerle sürdürmesinin doğru olduğunu tekrar vurgulamak gerekiyor. Bu yazıda, Rexx Sineması yapısının tüm değerlerini kucaklamaya çalışarak, tehdit altında olan Türkiye mimari mirasındaki yerini aktaracağım.
Rexx Sineması’nın parselinde 1800lerin başında bir kilise bulunur. Aynı parselde daha sonra Apollon Tiyatrosu (1870), sonra aynı binada işleve giren Hale Sineması (1932) bulunur. Apollon Tiyatrosu, aynı zamanda Afife Jale’nin 1922’de ilk sahneye çıktığı mekândır. Arsa, Kadıköy Rum Ortodoks Cemaati Kiliseleri Vakfı’na aittir. 1961 yılında, Moda sakinlerinden olan Yordan Anas, mimar Maruf Önal’a bir sinema yapısı tasarımı için danışır, anlaşırlar ve Önal’ın tasarımı, 1962’de tamamlanır. Reks Sineması Aralık 1962’de “Aşkın Günahı” filmi gösterimi ile şu sözlerle gazetelerde ilk kez duyurulur: “Aylardan beri büyük itinalarla ve en son teknikle muhteşem bir imar eseri olarak eski Hâle Sineması’nın yerinde inşa edilen Reks Sineması…”.
Maruf Önal, Reks Sineması’nın tasarımını gerçekten büyük bir itina ile gerçekleştirir. Halkı birkaç mimari ve iç mimari karar ile hem Kadife Sokak hem de Sakız Gülü Sokak’tan girişe yönlendirir ve yapıya davet eder. Kadife Sokak’tan sinemanın girişine olan yönlendirmeyi, cephede düşey beton cephe vurgularını ve cam açıklıklarını eşit aralıklarla tasarlayıp, sinema girişine dek girinti-çıkıntı şeklinde ritim kazandırarak sağlamıştır. Sakız Gülü Sokak’ta ise, rıhtım yönünden girişe doğru yüründüğünde, iki kotu birbirinden ayıran ve yapıya insan ölçeğinde mütevazı bir vurgu yapan beton kiriş, devamlılık içinde yine saçağa yönlendirir. Saçağı, Sakız Gülü Sokak’ta düşey beton panoların oluşturduğu kare biçimli doluluğun bitişini tanımlar. Özgün tasarımda, mimari temsillerde ve 2025 yılında hala ayakta olan bir ağaç, Maruf Önal’ın kütle ve iç mekân biçimlendirmesinde büyük rol oynamıştır. Girişin tanımını yapan saçağın, kütledeki en içeri çekilen girinti olması, bu güzel ağaçtan dolayıdır. Maruf Önal, ağacı olduğu gibi korumak istemiştir. Bu, Önal’ın Reks Sineması yapısı tasarım sürecinde ne ilk ne de son duyarlılığıdır. İnşaat sırasında Apollon Tiyatrosu, yani sonrasında Hale Sineması’ndan arda kalan horasan harçlı duvarlar ile karşılaşan Maruf Önal, bu duvarları olduğu gibi korur ve tasarımını bu duvarları muhafaza ederek gerçekleştirir. Reks Sineması’nın büyük salonunu çevreleyen duvarlar, 19. yüzyıldan kalan bu anıları barındırır.
Önal, her iki cepheden de iç mekâna dair ipucunu iç mekân tasarımının en önemli öğesi olan merdiveni göstererek yapar. Taşıyıcılarının gözükmediği bu sarmal merdiven, herhangi bir merdiven değildir: Maruf Önal, adet bir heykel yaratmıştır ve bu heykeltıraşlığı ile iç mekân kullanıcıları için hem düşey hem de yatay algısında bütüncül bir nitelik sağlar. Hem fuayeye hem de diğer iç mekânlara olan ilgiyi sokak ölçeğinden gerçekleştirir; dolayısıyla iç mekânın bağlamı ve algısı, sokaktan görünen bu estetik merdiven tasarımı ile başlar. Reks Sineması’nın en akılda kalıcı öğesi, şüphesiz bu merdivendir.
Reks Sineması, bir Cumhuriyet mimarı olan Maruf Önal’ın tasarımı olarak somut bir mirastır. Ancak, somut olmayan bir mirası da bağlamında barındırır. İstanbulluların, Kadıköylülerin kültür ve sanat noktası olması yanında; buluşma ve kavuşma mekânıdır. İlk filmlerini izledikleri, ilk kez el ele tutuştukları, ayrıldıkları, barıştıkları, yaşlandıkları mekândır. Kadıköy ölçeğinde, çarşıdan yolunuzu geçirmek istediğiniz, Moda’dan rıhtıma inerken Mühürdar yerine Reks Sineması önünden geçerek tanıdık var mı diye bir göz attığınız hafıza mekânıdır. Biçimsel niteliğinin dışındaki sanat, mimari ve hafıza niteliği ile, Cumhuriyet döneminin yapım tekniklerini ve estetiğini yansıtan yapılardan biridir. İnsanların hayatına dokunmuş bu yapıyı yıkmak, sökmek, tüm bu sayılan niteliklere yapılan bir saygısızlıktır. Öncelikle arsa sahibinin ve beraberinde yıkım onayında imzası olan tüm yetkililerin, eski İstanbul’a, eski Kadıköy’e dair anılarını bir yoklayıp, hafıza ve anıların rant ile aynı terazide bulunup bulunmayacağını tekrar düşünmesi gerekir…
Bu icerik 6 defa görüntülenmiştir.